Arabulucu Önünde Yapılan Anlaşmalara İbra Hükümlerinin Uygulanması Hakkında İçtihat Değişikliği

Yazıyı paylaş

Share on facebook
Share on linkedin
Share on twitter
Share on email

İbra sözleşmesinin şartları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu [TBK] m. 420’de öngörülmüş olup, bu maddeye göre geçerli bir ibra sözleşmesinden bahsedebilmek için ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu şartlara aykırı yapılan ibra sözleşmesinin kesin hükümsüz olacağı aynı maddede düzenlenmiştir.

Yargıtay geçmiş tarihli içtihadında, arabuluculuk tutanağının geçersizliğinden bahisle işçilik alacaklarının ödenmesi talep edilen davada taraflar arasında arabulucu önünde imzalanan anlaşma belgesini ibra hükümleri çerçevesinde değerlendirmiş ve anlaşma tutanağının geçersiz olduğuna hükmetmişti [Yargıtay 9. HD, 11.06.2019 tarihli, 2019/3694 E. ve 2019/13040 K. sayılı kararı]. İşbu karar kapsamında, arabulucu önünde akdedilen anlaşma belgelerinin iptali için açılan çok sayıda davada yerel mahkemeler tarafından ibra hükümleri göz önüne alınarak anlaşma belgelerinin iptali yönünde kararlar verildiği görülmüştür.

Ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi güncel tarihli kararında bu içtihadından dönmüştür. Anlaşma belgesinin geçersizliğine ilişkin hükmü temyizen inceleyen dairenin 07.02.2022 tarihli, 2022/436 E. ve 2022/1380 K. sayılı kararıyla özetle arabulucu önünde yapılan anlaşmaya ibraya ilişkin TBK m. 420 hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi halde tarafların arabulucu önünde anlaşmasının imkânsız hale geleceği açıklanmıştır.

Böylece 6325 sayılı Kanun m. 18/5 gereği arabuluculuk faaliyeti sonucu üzerinde anlaşmaya varılan ve taraflarca dava açılamayacak olan hususlar hakkında, ibraya ilişkin düzenlemeler nedeniyle bu tutanakların geçersizliğine hükmedilmemesi gerektiği ortaya konmuştur.

Paylaşımlardan haberdar olmak için

Yeni yazılar, haberler ve akademik çalışmalar

Benzer Yazılar

MAGNA HUKUK AVUKATLIK & DANIŞMANLIK KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI HUKUKU KAPSAMINDA ÇALIŞAN ADAYI AYDINLATMA METNİ

Magna Hukuk, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (6698 sayılı Kanun) kapsamında kişisel verilerin işlenme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen olarak veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden veri sorumlusu sıfatıyla sorumludur.
       
İşbu metinle temel hak ve özgürlükler ve kişisel verileri korumak; Anayasa’ya, insan haklarına ilişkin taraf olunan uluslararası sözleşmelere ve Kanun ile sair mevzuata uygun veri işleme faaliyetinde bulunmak amacıyla Magna Hukuk tarafından yapılan iş başvuruları doğrultusunda işlenen kişisel verilere ilişkin veri sorumlusunun aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, çalışan adayı durumunda olan ilgili kişilerin bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışan adayları, Magna Hukuk bünyesinde çalışmak için başvuruda bulunmuş avukat, stajyer avukat ve idari personel adaylarıdır.
       
İşbu metin Magna Hukuk Avukatlık & Danışmanlık Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası Metni (Politika Metni) ile açıklanan kavram ve ilkelere uyumlu olarak hazırlanmış olup gerektiğinde güncellenmektedir.