AYM Cebri İcrayla Satıştan Elde Edilen Bedelin Nemalandırılmaması ve Enflasyon Karşısında Yıpratılmasını Mülkiyet Hakkının İhlâli Olduğunu Teyit Etti.

Yazıyı paylaş

Share on facebook
Share on linkedin
Share on twitter
Share on email

22.02.2022 tarihli ve 31758 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin [AYM] 2018/25664 başvuru numaralı ve 18/01/2022 tarihli kararı [S.G. Başvurusu] esas itibarıyla, sıra cetvelinin kesinleşmemesi nedeniyle alacağın ödenmediği, kesinleşme sürecinde ihale bedelinin nemalandırılmadığı ve alacağının enflasyon karşısında yıpratıldığı dolayısıyla mülkiyet hakkını ihlâl edildiği iddiasına ilişkindir.

Başvurucu, alacağın değer kaybına uğramaması için pozitif yükümlülükler kapsamında devletin alması gereken tedbirleri yerine getirmediğini ve maddi zarara uğradığını belirtmiş, bu gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlâl edildiğini ileri sürmüştür.

AYM ise ilgili karar kapsamında şu tespitlerde bulunmuştur:

  • Tahsil edilen ihale bedelinin alım gücünü kaybetmesini engellemenin yolunun paranın nemalandırılması olduğu,
  • Taşınmazlarının satışı sonucu tahsil edilen ihale bedelinin nemalandırılma hususunun, icra müdürlüklerinin görevlerinin ifası kapsamında kaldığı ve bu işlemin de icra müdürlüğüne olağan idari işleyişin ötesinde bir külfet yüklemeyeceği,
  • Taşınmazlarının satışı sonucu tahsil edilen ihale bedelinin nemalandırılması veya nemalandırılmamasının icra müdürlüklerinin görevlerinin ifası kapsamında kaldığı gerekçesiyle alacağın nemalandırılmamasının pozitif yükümlülüklerle ilişkili olduğu [Fatma Yıldırım kararı] ve bu kapsamda icra organlarının görevini yerine getirirken mülkün korunmasına yönelik birtakım tedbirler alması gerektiği,
  • İcra müdürlüğünün ihale bedelinin vadeli bir mevduat hesabına yatırılması suretiyle alacağı basit bir tedbirle icra sürecinin yavaş işlemesinin başvurucu üzerinde oluşturduğu olumsuz etkileri asgari seviyeye indirememiş olmasının mülkiyet hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüğün ihlâline neden olduğu belirtilmiştir.

Tüm bu tespitlerden hareketle, somut olaya ilişkin ise AYM tarafından aşağıdaki değerlendirmeler yapılarak,

  • Sıra cetvelinin düzenlendiği tarih ile başvurucuya fiilen ödeme yapılan tarih arasındaki yaklaşık dört yıllık sürenin makul olmadığına,
  • Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre sıra cetvelinin düzenlendiği 2014 yılı haziran ayındaki 100 TL’nin ödemenin yapıldığı 2018 yılı temmuz ayı itibarıyla enflasyon karşısında değer kaybı giderilmiş karşılığı 148,47 TL olduğuna,
  • Bu süreçte alacağın enflasyon karşısında değer kaybına uğramasını engelleyecek tedbirlerin -mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin pozitif yükümlülükler kapsamında- alınmasının idareden bekleneceğine,
  • Anayasanın m. 35 hükmü kapsamında güvence altına alınan mülkiyet hakkı somut olayda ihlâl edildiğine,
  • Somut olayda yalnızca ihlâlin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağına,
  • Enflasyon verileri de göz önünde bulundurulduğunda, sıra cetvelinin düzenlendiği 2014 yılının haziran ayından başvurucuya ödemenin yapıldığı 2018 yılı temmuz ayına kadar ödemeye konu tutarın nemalandırılmaması nedeniyle başvurucunun uğradığı zararın ortaya çıktığı ve bu kapsamda başvurucuya maddi tazminat ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

 

İlgili karara ulaşmak için tıklayınız.

 

Paylaşımlardan haberdar olmak için

Yeni yazılar, haberler ve akademik çalışmalar

Benzer Yazılar

MAGNA HUKUK AVUKATLIK & DANIŞMANLIK KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI HUKUKU KAPSAMINDA ÇALIŞAN ADAYI AYDINLATMA METNİ

Magna Hukuk, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (6698 sayılı Kanun) kapsamında kişisel verilerin işlenme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen olarak veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden veri sorumlusu sıfatıyla sorumludur.
       
İşbu metinle temel hak ve özgürlükler ve kişisel verileri korumak; Anayasa’ya, insan haklarına ilişkin taraf olunan uluslararası sözleşmelere ve Kanun ile sair mevzuata uygun veri işleme faaliyetinde bulunmak amacıyla Magna Hukuk tarafından yapılan iş başvuruları doğrultusunda işlenen kişisel verilere ilişkin veri sorumlusunun aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, çalışan adayı durumunda olan ilgili kişilerin bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışan adayları, Magna Hukuk bünyesinde çalışmak için başvuruda bulunmuş avukat, stajyer avukat ve idari personel adaylarıdır.
       
İşbu metin Magna Hukuk Avukatlık & Danışmanlık Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası Metni (Politika Metni) ile açıklanan kavram ve ilkelere uyumlu olarak hazırlanmış olup gerektiğinde güncellenmektedir.