Rekabet Kurulunun Google AdWords Kararı Hukuka Uygun Bulundu!

Yazıyı paylaş

Share on facebook
Share on linkedin
Share on twitter
Share on email

Rekabet Kurulunca [Kurul] verilen 12.11.2020 tarih ve 20-49/675-295 sayılı Google AdWords Kararının iptali talebiyle açılan davada Ankara 13.İdare Mahkemesi, 2021/1529 E. ve 2022/759 K. sayılı karar ile Kurulun kararını hukuka uygun bulmuştur.

Rekabet Kurulunca verilen kararın konusunu Google’ın arama motoru hizmetlerinde yapmış olduğu güncelleştirmeler ile AdWords reklamları neticesinde sektörde hâkim durumun kötüye kullanılarak teşebbüs faaliyetlerinin zorlaştırıldığı iddiası ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun [Kanun] m. 6’nın ihlâl edildiği gerekçesi oluşturmaktadır. Bahse konu 20-49/675-295 sayılı kararda;

  • Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti., Google International LLC, Google LLC, Google Ireland Limited ve Alphabet Inc.’ten oluşan ekonomik bütünlüğün genel arama hizmetleri pazarlarında hâkim durumda olduğuna,
  • Google’ın, genel arama sonuçlarının en üstüne, reklam niteliği belirsiz olarak ve yoğun bir şekilde metin reklamlarına yer vererek kendisine reklam geliri getirmeyen organik sonuçların içerik hizmetleri pazarındaki faaliyetlerini zorlaştırmak suretiyle Kanun m. 6’yı ihlâl ettiğine,
  • Bu ihlâl nedeniyle, Kurum tarafından Google’a 196.708.054,78 TL idari para cezası verilmesinin uygun görüldüğüne,
  • Bunlara ek olarak ihlâli sonlandırmak ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesini temin etmek için Google’ın bu kararın tebliğinden itibaren altı ay içinde metin reklamlarını organik sonuçları dışlamayacak biçime getirmesine, hazırladığı uyum tedbirlerini Kurul’a sunması ve ilk uyum tedbirinin uygulanmaya başlamasını takiben beş yıllık süre boyunca yılda bir periyodik olarak Kuruma raporlama yapması gerektiğine karar verilmiştir.

Kurul tarafından verilen bu karar üzerine Google, Türkiye’deki içerik sunma hizmetleri şeklinde pazar tanımı yapıldığı ancak içerik sunma hizmetlerine ilişkin makul bir ilgili pazarın bulunmadığı, metin reklamlarının ücretsiz sonuçların üstünde gösterilmesinin rekabeti kısıtlamadığı aksine rekabeti destekleyici nitelik taşıdığı, ücretsiz arama hizmetlerini finanse etmek için meşru bir amaç olduğu, ihlâl teşkil ettiği belirtilen davranışın yanlış tanımlandığı, metin reklamlarının sıklıkla sonuç sayfasının üst kısmında gösterilmediği, sorgulamaların %84’ünde hiçbir metin reklamı gösterilmediği, Türkiye’deki internet sitelerine yönlendirilen ücretsiz trafiğin azalmadığı aksine arttığı, metin reklamlarının bu reklamlara katılım göstermeyi tercih eden internet siteleri için kademeli olarak artan tıklama sağladığı, reel anlamda Google’ın metin reklamlarında yer alma ücretinin zaman içinde azaldığı, her halükarda Türk internet sitelerinin hiçbir şartta Google’a bağımlı olmadığı, metin reklamlarının reklam olduğunun düzgün bir şekilde belirtildiği, reklamların gösterilmesine ilişkin iddiaların olsa olsa tüketicinin korunmasına ilişkin olduğu, Google’ın rekabete karşı niyetinin söz konusu olmaması nedeniyle idari para cezası verilmesinin hatalı olduğu ve bu sayılan nedenlerle kararın sebep, konu, amaç ve usul unsuru bakımından hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu ileri sürerek kararın iptalini talep etmiştir.

Bu iptal talebine ilişkin olarak Rekabet Kurumu ise Google’ın genel arama sonuç sayfasının en çok ziyaret edilen üst kısmında, giderek artan yoğunlukta kendi metin reklamlarını göstermesinin doğal bir sonucu olarak organik sonuçlarda yer alan internet sitelerinin faaliyetlerini zorlaştırarak içerik sunma hizmetleri pazarındaki rekabeti metin reklamlarının lehine bozduğu ve söz konusu eylemlerinin organik sonuçlar bakımından rekabet karşıtı piyasa kapama etkisine yol açtığı, hakkında genel arama hizmetleri pazarındaki hâkim durumunu içerik sunma hizmetleri pazarında metin reklamları aracılığıyla kötüye kullanması sebebiyle Kanun m. 6’yı ihlâl ettiği, arama hizmetinin kullanıcılara ücretsiz sağlandığı iddia edilmekte ise de sıfır fiyat modeliyle çalışan dijital platformlarda tüketicilerin veri ve dikkatleri ile bir bedele katlandığı hususunun hali hazırda rekabet otoritelerince kabul görmüş bir gerçeklik taşıdığı, dolayısıyla Google’ın “ücretsiz hizmet” savının dayanaksız olduğu, arama hizmetlerinin organik sonuçlar aleyhine parasallaştırılması sonucu küçük oyuncuların, büyük rakiplerine oranla içinde bulundukları bütçe kısıtları nedeniyle metin reklamlarının aleyhlerine sonuç doğurduğu, Google’ın bu hayati alanda reklam geliri elde etme özgürlüğü ile sınırsız bir şekilde hareket serbestisi olduğunun kabul edilmesinin rekabet hukuku bağlamında kabul edilebilir olmadığı, davacı teşebbüs tarafından sorguların %84’ünde reklam gösterilmediği iddiasının yanıltıcı olduğu, Google’da yapılan her bir sorgunun aynı değere sahip olamadığı ve bazı sorguların kullanıcılar tarafından daha yoğun girildiği ve bu alanda internet siteleri arasındaki rekabetin yoğunlaştığı ve bu bağlamda Google’dan en çok aranan ilk 100 sorgu için tıklanma oranları incelendiğinde organik sonuçların tıklama oranının daha da düştüğü, buna karşın metin reklamlarının tıklama oranının normal sorgulara kıyasla oldukça yüksek olduğunun görüldüğü nedeniyle tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Tüm bu açıklamalar doğrultusunda Ankara 13. İdare Mahkemesi yaptığı değerlendirme neticesinde;

  • Kanun m. 6 kapsamında bir ihlâlden söz edilebilmesi için teşebbüsün hâkim durumda olması ve teşebbüsün davranışının kötüye kullanma teşkil etmesi gerektiği,
  • Google’ın genel arama hizmetleri pazarında hâkim durumda bulunduğu, bu durumun Google’ın aynı zamanda metin reklamcılığı [AdWords hizmeti] pazarında da hâkim durumda olmasına dayanak teşkil ettiği,
  • AdWords’e yapılan tıklamaların geçmişten gelen grafiğine bakıldığında Google’ın kelime bazlı reklamcılık hizmetleri pazarının neredeyse tamamına sahip olduğu,
  • Google’a ait metin reklamlarının arama sonuç sayfasının üstünde ve giderek artan yoğunlukta gösterildiği,
  • Yapılan tespitler neticesinde arama sonuç sayfasının en değerli kısmının metin reklamlarına ayrılmasının organik sıralamayı düşük bütçeli şirketler aleyhine etkilediği,
  • Düşük bütçeli şirketlerin internet sitelerine ait organik arama sonuçlarının ilk sayfada yer alması ihtimalinin düşük olduğu,
  • Bahse konu şirketlerin ilk sayfada yer bulabilmek için reklam vermek zorunda bırakıldığı ve böylece reklam bağımlılığının arttığı,
  • Google’ın metin reklamlarının reklam olduğuna ilişkin vurguyu gerek gösterim şekli gerekse etiketlemesiyle zaman içerisinde belirsiz hale getirdiği ve hiçbir organik arama kriterine göre seçilmeyen reklam sonuçlarının organik trafikmiş gibi algılanmasına sebebiyet veren gösterim şekli ile organik sonuçların bu alandaki rekabetini daha da güçleştirdiği,
  • Hâkim durumu kötüye kullanmama şeklinde özel bir sorumluluğu bulunan Google’ın, arama sonuçları ile en alakalı sonucu sunmak yerine daha fazla tıklanma alabileceği metin reklamlarını gösterme şeklindeki eylemleri ile içerik hizmetleri pazarındaki rekabeti zorlaştırdığı ve organik trafiklerin piyasadan dışlanmasına yol açtığı,
  • Dolayısıyla Kanun m. 6’yı ihlâl ettiği açık olan Google’ın ekonomik bütünlük hakkında alınan dava konusu 11.2020 tarih ve 20-49/675-295 sayılı Rekabet Kurulu kararında hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı,
  • Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.

 

İlgili karara ulaşmak için tıklayınız.

Paylaşımlardan haberdar olmak için

Yeni yazılar, haberler ve akademik çalışmalar

Benzer Yazılar

MAGNA HUKUK AVUKATLIK & DANIŞMANLIK KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI HUKUKU KAPSAMINDA ÇALIŞAN ADAYI AYDINLATMA METNİ

Magna Hukuk, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (6698 sayılı Kanun) kapsamında kişisel verilerin işlenme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen olarak veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden veri sorumlusu sıfatıyla sorumludur.
       
İşbu metinle temel hak ve özgürlükler ve kişisel verileri korumak; Anayasa’ya, insan haklarına ilişkin taraf olunan uluslararası sözleşmelere ve Kanun ile sair mevzuata uygun veri işleme faaliyetinde bulunmak amacıyla Magna Hukuk tarafından yapılan iş başvuruları doğrultusunda işlenen kişisel verilere ilişkin veri sorumlusunun aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, çalışan adayı durumunda olan ilgili kişilerin bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır. Çalışan adayları, Magna Hukuk bünyesinde çalışmak için başvuruda bulunmuş avukat, stajyer avukat ve idari personel adaylarıdır.
       
İşbu metin Magna Hukuk Avukatlık & Danışmanlık Kişisel Verilerin Korunması ve İşlenmesi Politikası Metni (Politika Metni) ile açıklanan kavram ve ilkelere uyumlu olarak hazırlanmış olup gerektiğinde güncellenmektedir.